Onun Gündüz: Laiklik ilkesinden asla taviz verilemez

Onun Gündüz: Laiklik ilkesinden asla taviz verilemez Mehmet YAZICI / SAMSUN – BHA Eğitim İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Onun Gündüz tarafından yapılan açıklama şöyle: “87 yıl önce 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesi eklenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet olarak tanımlanmıştır. Dünya yaşamını din kurallarının etkisinden kurtarıp bilim ve aklın egemenliğine bırakan laiklik...

Onun Gündüz: Laiklik ilkesinden asla taviz verilemez

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Onun Gündüz: Laiklik ilkesinden asla taviz verilemez

Mehmet YAZICI / SAMSUN – BHA

Eğitim İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Onun Gündüz tarafından yapılan açıklama şöyle: “87 yıl önce 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesi eklenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlet olarak tanımlanmıştır.
Dünya yaşamını din kurallarının etkisinden kurtarıp bilim ve aklın egemenliğine bırakan laiklik ilkesi,
çağdaş dünyanın vazgeçilmez temellerinden biridir.
Laiklik, Atatürkçü düşünce sisteminin özünü oluşturan akılcı ve bilimsel yaklaşımın ayrılmaz parçası ve
zorunlu sonucudur.
“Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din
özgürlüğü de demektir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli devrimlerinden birisi laikliktir.
Ulusumuzu çağdaş düşünce sistemi ve evrensel bakış açısına kavuşturan Atatürk devrimlerinin büyük
bölümü laik devlet düzenine geçilmesiyle sağlanabilmiştir.
İnsanların inançlarına saygı gösterilmesi gerektiğini savunan Eğitim-İş, Atatürk’ün söz konusu tanımını
benimsemiştir ve devlet yönetiminde inançların öne çıkmasına karşıdır.
Laikliğin içeriği zedelenirse, demokrasiden de söz etmek olanaksızlaşır. Bu nedenle demokrasiler,
sürekliliklerini sağlamak adına laikliği her türlü baskı ve anlam çarpıtmasına karşı korumak zorundadırlar.
Ancak bugün siyasi iktidar tarafından gerici düzenleme ve uygulamalar ile cumhuriyet devrimlerinin
temeli olan laiklik ilkesine büyük darbe vurulmuştur. Laiklik ilkesinin göz ardı edilmesi, akıl ve bilimden
uzaklaşılmasına yol açmakta ve bizi hızla çağdaş bir toplum olmaktan koparmaktadır. Devletin kurum ve
kuruluşları laiklik ilkesine bağlı kalmalı, buna aykırılık teşkil edecek tutum ve söylemlerde bulunmamalı ve
Anayasamıza uygun davranılmalıdır.
Siyasi iktidar eliyle eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik uygulamalar, eğitimin bütün
kademelerinde ve günlük yaşamın her alanında etkisini arttırmayı sürdürmektedir. “Dindar ve kindar
nesil” ifadesi ile somutlaşan uygulamalarla dini eğitim dört yaşa kadar inerken, Milli Eğitim Bakanlığı,
tarikat ve gerici vakıflarla imzaladığı protokoller ile eğitimi hızla dinselleştirmeye devam etmektedir.
Çağdaş eğitimciler baskıya maruz kalmış, zorunlu seçmeli dersler ile din derslerinin sayısı artırılmış,
ÇEDES vb. projeler ile öğrenciler ve öğretmenler dini etkinliklere mecbur bırakılmış, MEB’in kitaplarındaki
görsellerde bile dini mesajlar verilir hale gelmiştir. Dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar MEB’in
protokolleriyle eğitimde cirit atmaktadır. İmam hatiplerin sayısı günden güne artırılmış devletin tüm
imkanları onlar için seferber edilmiştir. İktidar, yüksek öğretim öğrencileri için yurt açmayarak, eğitimdeki
sınav basamaklarına yetecek eğitimi dahi devlet okullarında vermeyerek dolaylı olarak tarikat yurt ve etüt
merkezlerini beslemektedir.
Başarısızlığı yıllardır tescilli olduğu halde sayıları giderek artırılan imam hatipler, bütçeden aslan payını
almaktadır. Sıbyan mektepleri kurulur, yurdun dört bir yanında ‘medrese öğrencileri’ yürüyüşleri
düzenlenir olmuştur.
Eğitim-İş, tüzüğümüzde de belirtildiği üzere, Atatürk ilke ve devrimleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik
ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle, laiklik ilkesinin korunmasına büyük önem verir. Kişilerin inanç ve
vicdan özgürlüklerini savunurken, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanmalarını ya da baskı altına
alınmalarını da kabul edilemez bulur. Bu nedenle de ülkede yaşayan herkesin çağdaş, bilimsel, laik,
demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için
mücadele eder.
Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere; hiçbir dernek, vakıf, cemaat, tarikat Milli Eğitim Sistemine ortak
edilmemeli. Kimse Türkiye’nin geleceği olan yavrularımız üzerinden siyasi çıkarlarını şekillendirmemeli. Kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim neferlerine mirası olan çocuklarımıza, çağdışı
bir eğitimi reva görmemeli.
Eğitim-İş olarak laik eğitim ve sosyal devlet ilkelerine aykırılık taşıyan hiçbir uygulamaya geçit
vermeyeceğiz.

Onun Gündüz: Laiklik ilkesinden asla taviz verilemez

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.